Bugünlük konumuz kendimizi kötü niyetli dedikoduya karşı nasıl koruyacağımız oldu.
İnşallah ilerleyen günlerde bir gün,
Sosyal kampçılıkla bağıntılı olarak,
Ateşin etrafında sevgiyi nasıl arttırarak sorunlarımızı çözebileceğimizi,
Nasıl empati(Kendini bir bireyin yerine koyup onu anlama) geliştirebileceğimizi.
Hoşgörmenin erdemini ve yaratılmışlara, insana ve nihayet Tanrı'ya olan sevgiyi de konuşuruz.
Zira bence bunlara çok ihtiyaç var bu toplumda...
Sosyal kampçılıkla ilgili konuşulabilecek o kadar çok şey var ki,
İnsanlar bir ateşin etrafında toplandıklarında,
Dedikodu gibi çok olumsuz şeyler de yapabilirler
Ama çok olumlu şeyler de olabilir.
Biz daha çok sevdiğimiz türküleri söyleyerek,
ortak bir paylaşım yapmaya,
Bu yolla sevgimizi arttırmaya çalışırdık.
Müzik kelimelerin ötesinde ortak bir dil olurdu bizim için.
İzciler, izci kampında her akşam ateş başında paylaşmak için skeçler, canlı performanslar, masallar vs hazırlar ve hepsi biraraya gelip ateş başında bir paylaşım yapar bir sinerji yakalarlar(dı) o kadar güzel bir ortamdı ki anlatamam.
Bir kere valilik oluruyla görev yapma şansına eriştiğim izci paylaşımını, İzcinin hayata bakışını ve mantalitesini çok sevdim. Bu benim hayatım boyunca gördüğüm en eğlenceli ve güzel eğitim etkinliği oldu. Malesef ben gerçek bir lider bile olamadım. Zaten okul içi izcilik çalışmalarını da hallettiler.
Ancak ben Lider pozisyonunda insanları çağırarak yaptığım pekçok etkinlikte iyi bir lider nasıl olursa öyle olmaya çalıştım. Her zaman, her işte öncelikle sevgiyi ön planda tuttum.