Karavanda Ateşli Silah ?

Aslında bu durumu ülkelerin nükleer silah bulundurmasına benzetiyorum.Kullanılırsa büyük bir felaket olacağı kesin ama birinde olup birinde olmaması hiç bir sorunu çözmüyor aksine zorbalığı körüklüyor.

Aslında üçüncü seçenek.
Var ama doğru bulmuyorum.

Özellikle tek araçlı kamplarda beklenmedik bir durumda çok işe yarayabilir.

Aynı şekilde karşı tarafı körükleyip normalde hızlı bitecek bir tartışmayı silahların konuşacağı bir noktaya da çekebilir.

Karşı tarafı okumak çok önemli. Bela arıyorsa karşı taraf o bela gelir. En güzeli ortamı terk etmek. Edemiyorsanız da bir silahınız olması büyük oranda avantaj sağlayabilir.

Dilerim hiç birimiz ihtiyacı olacağı bir olayla karşılaşmaz.

Saygılar & Sevgiler.

yabanda insan yok ki.. olan da ya çoban, ya da avcı.. hayvan da yaklaşmaz hatta görünmez bile.. (illa münferit durumlar olmuştur ama genelde böyledir) ateşliye gerek yok ama caydırıcılık yahut kafa rahat olsun dersek, havalı tabanca yeter..

kraina' Alıntı:

yabanda insan yok ki.. olan da ya çoban, ya da avcı.. hayvan da yaklaşmaz hatta görünmez bile.. (illa münferit durumlar olmuştur ama genelde böyledir) ateşliye gerek yok ama caydırıcılık yahut kafa rahat olsun dersek, havalı tabanca yeter..

Genişletmek için tıkla ...

Havalı veya kuru sıkı en tehlikelisi. Sizdeki silahın havalı olduğunu anlayana kadar, karşıdaki kendi silahına davranıverir.

İsmail Hakkı Sunat bu sebeple öldürülmüştü.

Polis çocuğuyum. Bebekliğimden bu yana evimizde beylik tabancası bulundu. Ne çocukluk merakıyla, ne gençlik ateşiyle bir defa olsun elime silah almadım. İlgi duymadım ve sevmem silahları.

Askerde de bir defa 3 köşe teşkil haricinde muhataplığım olmadı.

Buna rağmen eşim ve kızımla tek araç olarak kamplara gitmeye başladığımdan bu yana bir tedirginlik yaşıyorum. Sevmesem ve istemesem de ben de bir av tüfeği edinip camperda bulundurmaya başlayacağım.

Bela gelecekse gelir elbet, ilk tercih her zaman kaçmaktan yana. Ancak kaçamadığım durumda bela eşime ve çocuğuma geleceğine, karşıdakine gelsin. Onların acısını çekeceğime, nefsi müdafaamın ceremesini çekmeyi tercih ederim.

Boyraz' Alıntı:

Havalı veya kuru sıkı en tehlikelisi. Sizdeki silahın havalı olduğunu anlayana kadar, karşıdaki kendi silahına davranıverir.

İsmail Hakkı Sunat bu sebeple öldürülmüştü.

Genişletmek için tıkla ...

son cümlede tam açıklık getirmemişim fakat havalıyı da hayvana karşı en son çare olarak zaten (ki hiç gerek olmadı).. yoksa insana ne havalı ne ateşli..

Boyraz' Alıntı:

Polis çocuğuyum. Bebekliğimden bu yana evimizde beylik tabancası bulundu. Ne çocukluk merakıyla, ne gençlik ateşiyle bir defa olsun elime silah almadım. İlgi duymadım ve sevmem silahları.

Askerde de bir defa 3 köşe teşkil haricinde muhataplığım olmadı.

Buna rağmen eşim ve kızımla tek araç olarak kamplara gitmeye başladığımdan bu yana bir tedirginlik yaşıyorum. Sevmesem ve istemesem de ben de bir av tüfeği edinip camperda bulundurmaya başlayacağım.

Bela gelecekse gelir elbet, ilk tercih her zaman kaçmaktan yana. Ancak kaçamadığım durumda bela eşime ve çocuğuma geleceğine, karşıdakine gelsin. Onların acısını çekeceğime, nefsi müdafaamın ceremesini çekmeyi tercih ederim.

Genişletmek için tıkla ...

Rus-Ukrayna savaşı cephesi yaşadığım bölgeye 80 km uzaklıkta.. başa nerde ne geleceği, gelirse de bizde ve karşıda ne silah olurun hesabı belirsiz.. herşeye karşın doğaya gitmeye devam.. başa bişey gelmenin ihtimali şehirde daha çok zaten..

.

Anket başındaki ricam nedense anlamsız bırakıldığından artık ben de oyumu niçin olumsuz verdiğimi açıklama hakkına kavuşturuldum sayılır..

Eşim ve ben Türkiye’de özel kişilerde silah bulunduğunu anladığımız, gördüğümüz bir ortamdan tedirgin oluyor, böyle yerlerden ayrılıyor ya da oradan uzak duruyoruz.
İki kere başımıza geldi yani duruma teorik yaklaşmıyorum.
Aslında bu davranışın kişinin yetiştiriliş tarzı dışında da açıklanması çok kolay.

Türkiye’de her dört kişiden birinde olan ateşli silahların ancak 1/8 i ruhsatlı !
Yani Türkiye’de yanınızdakinin silahının herhangi bir nedenden ruhsatının olmama ihtimali çok ama çok yüksek.
Önce tanımadığımız birinin kişilik yapısını ve durum analiz kabiliyetini bilmediğinizden, silahını sadece korunma nedeniyle bulundurulmasını söylemesinin, kimse gocunmasın, bizim için bir anlamı yok.
Yani tehlikeden çekilmek veya üzerine gitmeyecek bir yapısı olduğundan, yasa dışı olduğu halde; kendince sadece uygunsuz olarak kavradığı durumlarda bile güvenlik kuvveti çağırmak yerine kendini güvenlik kuvveti olarak görmeyeceğinden nasıl emin olabilirsiniz ki ?
En azından biz değiliz..

Üstelik kişi silah taşımak için ruhsat almamış ise onun da bir sebebi olmalı ?
Yani öldürücü bir aletle yanınızdakinin kurallara uymayan biri olması gerçeği oldukça yüksek bir ihtimal ise orada bulunmak istememenin de tuhaf bir tarafı yok.

Gelelim vesikalı durumlara.
Yalnızca silah bulundurma ruhsatı ile silahın ev veya iş yeri dışına çıkarılmaları, araçlarda taşımaları kesinlikle yasak.
Yasalara yahut açıklamalarına bakılabilir..
Hatta sadece tehlikeye maruz bazı kişi ve meslek guruplarına verilen silah taşıma ruhsatı ya da yivli av silahı ruhsatı olanlar bile asla her yerde silah taşıyamıyorlar ve onları kullanma kural ve taşınma yerleri de yasalarca aslında, zannedildiğinden çok daha kısıtlı..
Uyulup uyulmadığını bilmediğimiz yüzünden de bu durumlar bizler için ekstra potansiyel tehlike kaynağı demek.

Gezdiğimiz yerleri tecrübe ve ön bilgi edinme yoluyla bilinçli seçtiğimiz yeterli bulunmasa bile oralarda kaçınılamayacak herhangi bir olasılıkla karşılaşılması yüzde olarak, yukarıdaki gibi ruhsatsız veya uygunsuz durumlarla karşılaşılmasından çok daha az.
Türkiye de ~20 milyon silah olduğu tahmin edildiğinden bu açıdan fazla bir matematik bilgisine ihtiyaç olmamalı ? Bkz.

En azından Avrupa ve Türkiye’de son yedi senede toplamda iki sene üzeri yaptığımız tecrübe açısından, durumu biz böyle görüyoruz.
Yasalar dahilinde silah taşınmasına kimsenin gocunmaması isteniyorsa taşımayı düşünmeyenlerin de en azından ayni hakkı olduğu kabul edilmeli.
Ayrıca tavrımız, pasivizmden çok sağduyu ile alakalı..

Edindiğimiz kıymetli bilgiler yoluyla gideceğimiz yerleri kısıtlasak da bereket ne dünya o kadar küçük, ne de biz heryeri görecek kadar uzun yaşayacağız.
Artık zaten gezintiden çok konaklama modundayız..

Tatile heryerde silahla çıkılmak zorunda olunsaydı, karavancılığı bırakırdım.
Bu kadar basit...


...
Ona en fazla ihtiyacı olabilecek dünya turu yapan karavancıların bile silah taşıması yasalarca olası değil.. Kişi başı ateşli silah ölümünde ABD’nin bile önünde olan Türkiye ise bu açıdan cennet olmalı ? Bkz.

Açtığım bu anket, forumda en fazla etkilendiğim ve bilgi edindiğim başlık oldu.
Galiba kendime teşekkür etmeliyim..

.

Bu konuda kısaca şunu söyleyebilirim. Sizin asıl rahatsız olduğunuz mesele cahil insanların gösteriş şov amaçla havaya ateş etmeleri ya da olmadık yerlerde silahla oynamaları, inanın bu sizleri rahatsız ettiği kadar silahtan hoşlanan ve bulunduranları da rahatsız eder. Benim gibi orta yaş üstü güvenlik amaçlı silah bulunduran birisinden neden rahatsız olduğunuzu anlayamadım. Silahı ve ruhsatı alırken ilkem şuydu; Bana zarar vermeyen hiçbir canlıya silah sıkmam. Ben ve benim gibi 40 yaş üstü güvenlik amaçlı silah bulunduran insan sizin gibi birisini bırakın rahatsız etmeyi silah olduğunu bile belli etmez çünkü amaç Kendini rahatsız edenleri def etmek yada korumaktır. Çocuklarıma (ikisi öğretmen bir tanesi polis) Her zaman şunu söylerim, Trafikte yaya olarak karşıya geçerken çok dikkat edin araba size çarptıktan sonra sizin haklı olmanız sakat kalmanızı engellemez. Güvenlik güçlerini çağırma meselesine gelirsek, galiba siz Türkiye de yaşamıyorsunuz olay olup bitmeden güvenliğin gelmeyeceğinden haberiniz yok.Yani kısaca benim amacım başkalarını rahatsız etmek ya da zarar vermek değil zarar verenleri engellemek sonucunda bende zarar göreceğimi bile bile.

.

Gerçi burası anket başlığı ama cevabım zaten yukarıdaki yazımda..

EvliyaCelebi2' Alıntı:

.

Gerçi burası anket başlığı ama cevabım zaten yukarıdaki yazımda..

Genişletmek için tıkla ...

Mesut bey sanırım siz karavanda ateşli silah bulundurmayı yanlış anladınız.Gittiğiniz yerlerde insanların silah taşıyıp taşımadıklarını nasıl anlıyorsunuz?Bunun bizim konumuzla ne alakası var?Bizler(silah bulundurmayı savunanlar)yasalara uygun şekilde ruhsatlı silahımızı boş bir halde,karavanın bir köşesinde bulundurmaktan bahsediyoruz.Siz, avcılar gibi tüfek omuzda gezdiğimizi,ruhsatsız silah taşıyanları tahrik ettiğimizi mi sanıyorsunuz?Silah bulundurmakla taşımak arasında büyük fark var(ruhsatları bile farklı)Verdiğiniz istatistiksel verilerin bu açıdan konuyu dramatize etmek dışında,konuyla tamamen alakasız olduğunu düşünüyorum.

sizlere yıllar önce yaşadığım ve hiç unutamadığım bir olayı anlatayım ;

sene 1986 yer marmaris , o zamanlar turizm sektöründe çalıştığım için marmaris te , bir turizm tesisinde çalışıyordum , tatil günümde marina tarafında dolaşırken , yaşıtım olan iki kişi yanıma geldi , izmir den geldiklerini ve iş aradıklarını söylediler , kendilerine tanıdıklarıma soracağımı bir kaç gün sonra çalıştığım yere gelmelerini bilgi vereceğimi söyledim. Bir kaç gün sonra geldiler , bir kaç tesis ile konuştuğumu ve verdiğim adreslere gitmelerini yardımcı olacaklarını söyledim. Teşekkür ettiler ve giderken , benden bir bıçak istediler, kaldıkları yerde karpuz domates peynir vs kesmek için ihtiyaçları olduğunu söylediler , bana pek mantıklı gelmedi ve tesis yönetcisinden habersiz kimseye herhangi bir eşya veremeyeciğimi söyledim , tamam dediler gittiler.
Ertesi gün eski Marina tarafında bir cafede arkadaşlarım ile otururken , jandarma araçlarının ve ambulansların siren çalarak Günnücek orman kampına gidip geldiğini ve yüksek bir hareketlilik olduğunu gördük , bir şeyler ters gitmiş belliydi.
Akşam üstü çalıştığım yere jandarmlar geldi ve beni sordular , oturduk ve olayı anlattılar , bu şahıslar kıyıdan bir sandal çalarak , orman kampına geçmişler , orada karavancı bir turist çifti görmüşler , birisi bir cam parçası ie kendi elini kesmiş , diğeri cebine bir taş koymuş ve karavancı turistlerin yanına giderek , yaralandıklarını ve kanamayı durdurmak için sargı bezi vs varmı diye sormuşlar , adam hemen bunlara yardım etmek için , eli yaralı olanın yanına gelmiş ve yardımcı olmaya çalışırken , diğer şahıs arkadan turistin başına taş ile defalarca vurarak maalesef öldürmüş , eşi çığlıklar atarak yardım isteyerek koşarken onlar karavana girip , 20 / 30 mark yada sterlin alarak kaçmaya çalışmışlar , daha sonra çok kısa sürede ormanda yakalanmışlar.
Sorguda burada kimi tanıyorsunuz dendiğinde benim adımı vermişler , jandarma o sebeple yanıma gelmiş bende yaşadıklarımı anlattım , ve istedikleri bıçağı vermediğim için bir nebze olsun içim rahatladı , fakat olan olmuş ve turist amca hayatını kaybetmişti.
bize zarar verecek insanlar dost gibi de gelebilirler , ben bu iş biraz '' KADER'' olarak kabul ediyorum , o şahıslar benide öldürebilirdi , neden beni tercih etmediler hala bilmiyorum. ister tabanca ister tüfek ister bıçak olsun ,olacak olan ne yaparsak yapalım olacaktır .

selamlar saygılar

Olacak olan ne olursa olsun olacaktır diye yaşamak ne kadar mantıklı bilmiyorum.2000 yılında bir sabah kalktım ve gördüğüm rüyamı hatırladım.Rüyamdaki olay gerçekleşmesi çok zor,bir çok insanın hayatını ilgilendiren,tamamen benim etki alanım,iradem dışında istanbulda yaşanan bir olaydı ve ben bunu rüyamdaki spikerden dinliyordum.O gün olay birebir gerçekleşti ve akşam rüyamda gördüğüm spiker herşeyi benim gördüğüm şekilde kelimesi kelimesine haberlerde sundu.Benim de o zaman aklım epeyce karışmıştı

makara60' Alıntı:

Olacak olan ne olursa olsun olacaktır diye yaşamak ne kadar mantıklı bilmiyorum.2000 yılında bir sabah kalktım ve gördüğüm rüyamı hatırladım.Rüyamdaki olay gerçekleşmesi çok zor,bir çok insanın hayatını ilgilendiren,tamamen benim etki alanım,iradem dışında istanbulda yaşanan bir olaydı ve ben bunu rüyamdaki spikerden dinliyordum.O gün olay birebir gerçekleşti ve akşam rüyamda gördüğüm spiker herşeyi benim gördüğüm şekilde kelimesi kelimesine haberlerde sundu.Benim de o zaman aklım epeyce karışmıştı

Genişletmek için tıkla ...

size malum olmuş ne güzel , '' olacak olan zaten olacak '' demem , sebep sonuç ilişkisidir , ''bu benim başıma neden geldi '' dediğimiz olayların mutlaka doğanın kanunları ile ilişkisi vardır , benim felseme göre doğanın kanunları bir parçası da biz olduğumuz için tabiiki insanlar içinde geçerlidir , tarih boyunca , global , bölgesel uyarılar olduğu gibi , kişisel uyarılarında''malum'' olması normaldir , bu arada konudan uzaklaştık derine daldık , karşılaştığımız mistik olayları , serbest muhabbet konusunda başlık açıp paylaşabiliriz

tekrar yazıyorum , bu benim kendi felsefem ve hayat görüşüm , herkesin görüşüne saygım var , A şıkkı da kendine göre haklıdır , B şıkkı da , bu karşıtlık zaten hayatın kendisi değilmi ? siyah olmasa beyazın , gece olmasa gündüzün , kötü olmadan iyinin manasını bilemezdik .

selamlar saygılar

Ben bir çok şehir gezdim bir çok köyde bulundum. kamplar için yaylalara vs çıktım ve şunu gözlemledim. bela varsa erkekliğin 10 da 9 u kaçmaktır sözünden yola çıkarak kaçacaksın. çankırıda şahit oldum barajda balık tutuyorlar birisi bir noktada diğeri farklı noktada ve olta iğneleri birbirine dolaşmış bu gibi basit bir sebeple kavga ettiler birisi silah çekti diğeri aracından pompalı tüfek çıkardı başka biri döner bıçağıyla koşuyordu. yani demek istediğim şu, bende silah var bıçak var korku salarım diyorsunuz ama karşıda da olabilir hatta daha iyisi olabilir.

tamam abi özür dilerim abi vs gibi sözlerle ayıya dereyi geçene kadar dayı demekten hiç bir zarar gelmez.

biber gazıdır korkutma amaçlı torpildir ses çıkarsın diye kuru sıkı silahtır bıçaktır elektro şok cihazıdır vs hepsi gereksiz şeyler.

piknikte şahit olduğun bir olayı anlatayım. adam ıssız bir noktaya geçmiş mangalını yakmış açmış arabasından müziğini keyif yaparken bir kaç kişi gelmişti. adama müziği kıs demek yerine sırf rahatsız olsunlar diye onlarda açmıştı. sırf sayıca üstün oldukları için adam bir şey yapamaz diye düşünmüşler. adam piskopatın tekiymiş çıkarıp silahı vuracak karısı araya girip gidelim sen onlara uyma felan diyordu ve en son gitmişlerdi. giderkende dediği müziği kıs deselerdi komple kapardım ama yaptıklarına ayar oldum vurasım geldi diyordu. birazda alkolik bir tipti tabiki.

şuan türkiyeyi geçtim neredeyse tüm dünya aynı şekilde. kendisini bıçakla silahla biber gazıyla elektro şok cihazıyla torpille kuru sıkıyla vs korudum diyende var hepsi olduğu halde kendimi koruyamadım diyende.

yanılmıyorsam silah ruhsatları evinde yada ofisinde bulundurmalısın şeklinde aracında karavanında yada üzerinde taşımaya izin vermiyorlar. yakalanma ihtimallerini de göz önünde bulundurursak asla silahı savunmuyorum.

Biz ruhsatlı silah, boş bir halde tamamen korunma amaçlı(son bir çare olarak),karavanın bir köşesinde dursun dediğimiz için bu anket açıldı.Sizin anlattığınız olayların bu konu ile alakasını kuramadım. Ayrıca kanunen aracımızda ruhsatlı silahımızı boş bir halde taşıyabiliyoruz,bun da bir sakınca yok.